Merhaba, Güncel25 okurları;

Uzun bir aradan sonra tekrardan sizlerle beraberiz.

Erzurum şehrinin tarihi izlerinde gördüğümüz farklı kültür, farklı dönem yaşantıları her eserin döneminin önceliklerini de bize sunuyor.

Bu hafta ise Osmanlı dönemi eserlerinden ilk cami özelliği ile bilinen kendinden sonra yapılan camilere örnek teşkil eden; Koca Mimar Sinan’ ın eseri Lala Mustafa Paşa Cami ile sizlerle olacağız.

Kanuni Sultan Süleyman döneminin Kıbrıs fatihi olarak bilinen Sadrazam Lala Mustafa Paşa 1562 yılında camiyi inşa ettirmiştir. Konum olarak cami İlhanlılar döneminde yapılan Yakutiye Medresesi ile komşu olup farklı dönemlerin tarihi zenginliğini bizlere sunmaktadır.

Lala Mustafa Paşa Külliyesi olarak inşa edilen eserin cami, mektep ve hamamdan oluştuğu 1836-1839 tarihleri arasında da muvakkithane (Muvakkithane, muvakkitlerin namaz vaktini ve saati tespit ettikleri, küçük çapta astronomi çalışmaları yaptıkları mekandır.) yapıldığı bilinmektedir. Farklı dönemlerde camiye onarımlar yapılmıştır. Günümüzde ise varlığını koruyan Lala Mustafa Paşa Cami ve Lalapaşa Hamamı olmuştur.

Caminin mimari özelliklerine baktığımızda kesme taştan inşa edilmiştir. Kare planlı tabana oturan caminin önünde beş birimli son cemaat yeri bulunmaktadır. Altı sütunun taşıdığı sivri kemerlikli açıklıklarla oluşan son cemaat yerinin üzeri kubbelerle örtülmüştür. İç içe silmelerden oluşan barok çerçeveli taçkapı basık kemerli açıklığı ile ziyaretçilerini içeriye davet etmektedir.

İçeri girdiğimizdeki  kare planlı alan ise ortada dört paye  ile taşınan 10,56 m. çapında sekizgen bir kasnağa sahip merkezi bir kubbe ile örtülmüş olup dört yönde sivri kemerlerle desteklenen yarım çapraz tonozlar, dört köşede birer küçük kubbe ile örtülmüştür. Lotus, palmet, kıvrık dal, rumi ve şakayık motifleri kullanılarak kubbe ve tonoz içlerinde işlemeler yapılmıştır.

Taçkapının yanında yer alan iki kapı ise harime açılmaktadır. Harim ise Osmanlı döneminde Osmanlı camilerinin çevresinde yer alan ve cami alanını kentsel alandan ayıran duvarlarla çevrili dış avlu olarak kullanılan bir mekandır. Aydınlatılması  ise çift sıra halinde yer alan pencereler ile yapılmıştır. Cephedeki orantısal boşluklar ve kullanılan kesme taş dönemin mimarisini bizlere sunmaktadır.

Kullanılan malzeme, mekan kullanımları, cephe açıklıkları, işlemeler vb. ile mimari kimliğini yansıtan eser; kullanılan sivri kemerlikli açıklıklar, sutünlar, kubbeler vb. ile de yapısal özeliklerini yansıtmaktadır.

 Usta’nın Erzurum’a hediyesi olan başyapıt dönemin özelliklerini yansıtan temsili bir yapı haline gelmiştir.

Haftaya görüşmek dileğiyle,