Bir an için yabancı bir ülkede olduğunuzu hayal edin. Ve tabi bu ülkeye dair yanınızda bir rehber ve bir de tercümanın olduğunu varsayın. Rehber tüm ülkeyi ve yaşananları anlatıyor size. Lakin siz anlatılanları anlayabilmek için her seferinde dönüp tercümana bakıyor, onun söyledikleri üzerinden ülkeyi yorumluyor ve planlarınızı ona göre şekillendiriyorsunuz. Yani son noktada rehberin söylediklerinden ziyade, tercümanın sözleri referans oluyor size. Ve belki de rehberin söylediklerinin hiç birini veya çok azını doğru bir şekilde öğrenebiliyorsunuz. Hep böyle olmaz mı zaten! Taa ki rehber ve tercüman aynı kişi oluncaya dek. Kimi tercüman tam çeviri yapamadığından, kimi ise bile isteye yanlış bilgilerle donatabilir sizi. Ancak rehber ve tercüman aynı kişi olur ise doğru bilgiye ulaşmanız daha da mümkün olur. AK Parti’nin içerisine düştüğü durumun özeti belki de bundan ibaret. Tüm siyasi partiler için, ‘Rehber’ halkın ta kendisi ve ‘Tercümanlar’ ise her şehrin kendi teşkilatlarıdır. Siyasi partiler o teşkilatları, gönüllü ve fedakâr rehberler ile doldurduğu, enerjisini yüksek tuttuğu, gençlik aşısı ile desteklediği ve halkın beklentilerine doğrudan ulaştığı müddetçe güç kazanır ve ülkeyi yönetmeye devam eder. Bugün AK Parti teşkilatlarında rehberler ortadan kaldırılmış ve tüm alanlar tercümanlar ile doldurulmuş, tercümanların keyfi talepleri rehberlerin (milletin) isteklerinin önüne geçmiş, ‘Davaya’ ve ‘Lidere’ sadakat ve hizmet kaybolmuş ve dahi ‘Lider üzerinden nemalanmalar’ hat safhaya ulaşmıştır. İşte bu yüzden AK Parti’deki kan kaybı giderek artmıştır. Sayın Cumhurbaşkanım, Erzurum teşkilatlarından AK Parti Genel Merkezine, AK Parti Genel Merkezinden de sizlere bilgi sunan tercümanların neler söylediğini bilemiyoruz. Lakin bu şehrin bir rehberi olarak, Erzurum’da olup bitene dair sizlerle birkaç bilgi ve bu bilgilere istinaden birkaç öneri paylaşmak isterim. Öncelikle şunu bilmenizi isterim ki; Göreve geldiği günden itibaren girdiği seçimlerde partisine kan kaybı yaşatan ve son seçimde AK Parti’yi 200 Bin oyun altına sürükleyen bir İl Başkanına sahipsiniz. 200 Bin oyun altı diyorum çünkü; Tek başına girdiği 1 Kasım 2015 genel seçiminde, geçerli sayılan 404 Bin 553 oyun 275 Bin 427’sini alan AK Parti, son olarak girdiği 2019 yerel seçiminde MHP ittifakına rağmen Büyükşehir Belediye Başkanlığı oylamasında geçerli sayılan 384 Bin 917 oyun 241 Bin 789’unu, Büyükşehir Meclisinde ise ittifaka rağmen ancak 214 Bin 523’ünü almayı başarabilmiştir.
Yani MHP oylarının 50 Bin esas alınması halinde bile, 190 Binlere gerilemiş bir AK Parti ile karşılaşmış durumdayız! Yine seçim neticesinde karşılaşılan en önemli sorunlardan birinin de, sandığa gelmeyen küskün seçmenin olduğu görülmekte.
Zira Erzurum’un kayıtlı seçmen sayısı 498 Bin 556 iken, sandığa gelen ve geçerli oy kullanan seçmen sayısının 384 Bin 917 ‘de kalması, teşkilatların seçim organizasyonundaki başarısızlığını da gözler önüne sermekte. ‘Neden bu sonuçlar alındı’ sorusunun cevabına gelirsek;
1 – Öncelikle ve maalesef bu soru hiç sorulmadı!
2 – Metal yorgunluğu geçiş dönemi diye adlandırdığınız dönemde, Erzurum’da İl Başkanı hariç elle tutulur hiçbir değişim gerçekleştirilemedi.
Büyük umutlarla getirilen yeni İl Başkanı ise siyasi tecrübesizliği yüzünden yaptığı ilk atama olan Aziziye ilçesinde, tüm uyarılara rağmen baltayı bile bile taşa vurarak skandal bir isim ile yola başladı. İsmin ulusal medyaya yansımasının ardından atamayı geri çekmek zorunda kalan acemi Başkan, bu kez yaklaşık 65 yaşlarında ve önceki belediye başkanlığı seçimlerinde AK Parti karşısında aday olarak yarışan farklı bir ismi ilçe başkanı atayarak olayı kapatmaya çalıştı. Böyle bir atamaya rağmen Genel Merkez olaya müdahale etmeyerek sürecin devam etmesine göz yumdu. Bu ilk travma ardından teşkilatlardaki revizyonu gerçekleştirmeye cesaret edemeyen Başkan, ne olağan kongre sürecini ve ne de girdiği seçim süreçlerini doğru yönetemedi. Özellikle son yerel seçimde kapıldığı koltuk sevdası hastalığı yüzünden adeta seçimi manipüle etti. Ve bunun neticesinde 100 Bini aşkın bir oy kaybı yaşandı! 3 – Alınan sonuçlara dair hiç kimse kendini başarısız addetmedi. Ve hatta Erzurum’da sonuçlar coşku ile karşılandı. AK Parti Gençlik Kolları İl Başkanı olayın vahametini anlayamamış olsa gerek ki, kendini omuzlarda taşıttırarak zafer çığlıkları attırdı! 4 – Yenilenme ve kan değişimi yerine başarı veya başarısızlığına bakılmaksızın adeta kadrolu ilçe başkanları ile yola devam edildi. ‘Seçim başarıları nasıl? Hangi ilçe de ne kadar kan kaybı yaşanmıştır. Hangi ilçeleri neden kaybettik?’ gibi sorular, haşa teşkilat mensuplarını şirke götüreceğinden hiç sorulamadı. Yetmedi, yapılan son açıklamayla yine kadrolu ilçe başkanlarının büyük çoğunluğu ile yola devam etme kararı alındı! 5 – Milletin talepleri, teşkilat mensuplarının heva ve hevesleri arasında kayboldu. Kadrolu ilçe başkanları ve teşkilat mensupları başarı veya başarısızlığın hesabının sorulmadığı bir ortamda tüm hesapları kendi üzerine göre planladı. Bir düşünsenize 2023 hedefi ile yürüyen AK Parti’de, bir tarafta 70’e merdiven dayamış bir ilçe başkanı, beri tarafta koltuğa oturduktan sonra aniden öğretim görevlisi olan bir Gençlik Kolları İl Başkanı. Bir tarafta kurduğu bürokratik ağlarla ihaleler koşuşturan, beri tarafta kendi Belediye Başkanının başarısızlığı için çaba gösteren bir ilçe başkanı. Bu tasvir ve tanımlamalarımı istemediğiniz kadar artırabilirim. Yaptığım her tasvir, üzerine alınanlar tarafından şiddetle reddedilse de yaşananlar her şeyi gün yüzüne sermekte. Sayın Cumhurbaşkanım, Erzurum’a dair AK Parti gerçekleri maalesef bunlardan ibaret. Ve sanırım tercümanlar bu konular hakkında bazı bilgileri sizlerden gizlemekte! İşte bu yüzden Erzurum özelinde, olağan kongre sürecine başlayan teşkilat seçimleri mutlak surette kontrol altına alınmalı ve bir sonraki seçim için sağlam temeller atılmalıdır. İlk olarak iş ve işçi bulma kurumu il müdürü gibi hareket eden bir İl Başkanı yerine, aldığı vazifeyi hak etmek için samimiyetle mücadele edebilecek ve siyasi tecrübeye sahip bir isim İl Başkanı olarak atanmalı ve ardından ilçe teşkilatlarına dair kongreler gerçekleştirmelidir. Yapılacak tüm kongrelerde ise mutlak surette vatandaşın kabulleneceği, samimi ve aktif teşkilatlar oluşturulmalı, teşkilatlar gerçek rehberler ile güçlendirilmelidir. Teşkilatlanmaya dair belki de Türkiye’nin en tecrübeli ismi olmanıza rağmen, uluslararası siyaset ve daha büyük ulusal hizmetler ile yoğun bir şekilde meşgul olduğunuzun farkındayız.
Ve millet olarak diyoruz ki; Siz doğrudan ilgilenemeseniz bile, güvenilir rehberler kontrolünde kongre sürecini doğru bir şekilde yönetmeye mecbursunuz. Zira öyle görülüyor ki; AK Parti ya bu olağan kongre sürecinde 2001 kurucu ruhunu ön plana çıkararak genç, dinamik ve bir o kadar ferasetli ve samimi kadrolar ile gerçek bir kan değişimi gerçekleştirerek küllerinden yeniden doğacak, Veyahut siyasi fosillerin kontrolünde, çıkışı gibi sert bir düşüşle zaman içerisinde tarihin sayfalarında yerini alacak.
Öneri milletin, Takdir Liderin…